Mittwoch, 20. Februar 2013

ZAT-I AŞK


 

 Aşk'ı yüreğinde barındıran her kelâma selam olsun....
Kimi zaman tesirini bulamasak ta cümlelerimizin, Rabbim yolunu bulduruyor kalemlerimizin. Tercümesini dahi bilmediğimiz iç yangını yaşıyor cümlelerimiz. Bir tufandır gidiyoruz, bilmem belki de adını bile bilmiyoruz. Aşk diyorum; hava, su, toprak kimi zaman kordan ateş, kimi zaman ulaşılmaz bir 'nefes' kimine ' nefis'...

Gözlerin günâha dokunmadan, kalplerin Aşk'a bulandığı noktadır: Allah. Aşk derken beşere duyulan nefsâni duygular bestesi gelmesin akıllarımıza. Rabb'e giden yolun adıdır Aşk. Aşk yazdırır, yine Aşk ağlatır, aşk’tan ağlanır.

İllâ cümle mühendisi olacak suretler belirmez elimizdekini. Bir insanın içine düştü mü tercümesi bilinmeyen zindan karanlık. Darlık ehliyle yoğuran koca bir zindanlık. Varsın alsın benliğimizi ki, özümüze işlesin acımasız ayrılık. Tuttuğumuz söz oruçlarının yeminlerini kim bilir hangi yangında bozduk? Kim bilir hangi yalan ayrılığa ağladı gözlerimiz…

Varlık evrenin yokluğu yaşayan nesneler oluyoruz bir anda, tebessüm ki çok uzaklarda kimi zaman.

Unutuyoruz tabiata hükmedenin, yüreklerimize de hükmettiğini…

Unutuyoruz evrende var olan her şeyin sebeplerinin sonuçlarının da olduğunu…

Yine unutuyoruz O’na ulaşmanın aşk’tan geçtiğini.

Geceler gündüzleri hoyratça yırtarken, vazgeçilmezler arasında neyi kaybetmişiz ki aramaya korkar olmuş ellerimiz, anmaya korkar olmuş dudaklarımız.

Kalem tutmayı unutmayan ellerimiz… Her gün Allah’ı zikreden bir yüreğimiz olsun.

Hoş bakalım Zat- ı Aşk’larımıza…

En güzele emanet olmak duasıyla.

Vesselam.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen