Donnerstag, 5. Juni 2014

zalimin kendisi

Terzinin biri Gazali'ye sormuş: "Ben zalim bir adama elbiseler yapıyor ve güzel görünmesini sağlıyorum. Bundan dolayı günahkar olur muyum ?"
Gazali: "Hayır, günahkar olan, sana iplik ve kumaş satandır. Sen zalimin kendisisin."


Dienstag, 3. Juni 2014

Aşk diyorsunuz

Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum…
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!

Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse göz yaşlarım…
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin allahını bilirim bayım
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım
Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım.
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!

kalbim

Kalbimin en doğusunda


Okyanusları mavi olmayan.
Benim için hayat,
Kalbi kalpazanlıktan kırk sene yatmış çıkmış bir adamdı.
Geçmişim acıyor şimdi, yalnız benim değil
Benim ülkemin geçmişi de acıyor mesela.
Bilirdim oysa ilk badem ağaçları çiçek açar baharda.


Bilirdim çiçek satan çingene kızlarını
Onlar bütün şimdileri, bütün zamanlara
Bir gül parasına satardı.
Oğlan kıza bir gül alsa
Bilirdim odur en kırmızı zaman.
Adına aşk diyorlardı
Kalbimin en doğusunda bir yalan dünya vardı.
Kim bir şairi kırsa
Şair gider uzun bir dizeyi kırar mesela
Bilirim kim dokunsa şiire
Eline bir kıymık saplanacak.
Bilirim kırılmış dizeleri tamir etmez zaman
Yorgunum oysa
Durmadan kendime bir tunç uyak aramaktan.



Sonra beni de dinlerler diye çok dinledim...

Donnerstag, 14. November 2013

Cocuk ol ❤️

Rasûlullah (sav) buyuruyor: " Kimin bir çocuğu varsa onunla çocuklaşsın. "

Sonntag, 7. Juli 2013

K A L D I H E P

En zoru da; -Yüreğinde söyleyemeyeceğin sözlerin kalmasıdır..

D E L I S I N

sana hic oluyor mu? gülerken, yürürken, her ne olursa olsun, aniden. ben nerdeyim, napiyorum, nereye gidiyorum, diyormusun.. HAYIR MI? ozaman, sen delisin.

g ö n ü l

gönül isterdi ki....deme.... olmaz gönlüm istesin ki de D U A 'm lal oldu düstü gönlüme de...dilimi duasIz birakiyorum deme !

M Ü J D E

Hiç kimse kendisi için gizlenen müjde ve mutluluğu bilemez... | Secde Sûresi - 17. âyet

H A Y A L

H A Y A L ... kurma, ya olmasa?.....dua et..geri cevrilmezsin..sen iste ben vereyim buyurdu en Sevgili...

Donnerstag, 6. Juni 2013

h ı r s ı z.

huzur hırsırzları var, sinsi sinsi dualarıma sızan benı uykumdan eden...

Donnerstag, 23. Mai 2013

Sonntag, 14. April 2013

Bugün pazar

Yağmur da var Çok sevdiğim rüzgar da Bugün Pazar Daha uyanmadı komşular Damların üzerinde kuşlar Daha rahatlar Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru Yağmur da var Çok sevdiğim rüzgar da Daha uyanmadı komşular Bugün Pazar Ve ben seni çok özledim Dışan çıkmak istiyor canım Tek başına haytalık etmek Islanmak Pazar sabahında yağmurda Boş caddelerde dolaşmak Vitrinlerine bakmak mağazaların Sinemaların afişlerine Sokakların isimlerine Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara Bir merhaba demek sessizce Sahilde martılara simit atmak Otobüslerin ilk seferlerine binmek Gitmek istiyor canım Hayatın gittiği yere... Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine Fırından taze ekmek alıp Buğusunu çekmek içine Ve ben seni çok özledim Tam böyle bir şey Çiçeğe su yürümesi Bebeğin ağlaması Toprağın uyanması Yağmurun yağması Ateşin sıcağı Bu Pazar sabahı Tam böyle bir şey Bir sabahçı kahvesine uğramak Bir bardak çay Taze dem kokusu Hayatın atardamarlarında dolaşmak Bölmeden şehrin uykusunu Bir siir yazmak Pazar bulmacasının boş karelerine Şiirde tam da bunu anlatmak delice Tam böyle bir şey Hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz Bir şiir yazmak Bir bardak çay içmek Sokaklarda gezmek Yağmurda ıslanmak Ve ben seni çok özledim İbrahim Sadri

Freitag, 12. April 2013

sen'derim

Bana eksikliklerimi sorma 'Sen' derim, tamamlayamazsın...

uyuma

Bir gece de sevgilinin hatırı için uyuma! Senin canın hakkı için hayırlı işler yapmaktan vazgeçme, bir gece olsun uyuma! Gaflete dalma! Bir geceyi ömründen azalmış bil, eksik say, uyanık kal, uyuma! Kendi heva ve hevesine uydun, rahatını düşündün, binlerce gece uyudun. Ne olur bir gececik de sevgilinin hatırı için uyuma! Sabaha kadar uyanık kaldığın; "Ya Rabbî, ya Rabbî!" diye feryat ettiğin o hastalık gecelerini hatırla, o gecelerden kork da bir gece olsun uyuma! Allah "Dostlar, geceleri uyumazlar." diye buyurdu. Bu ayeti duyup, hatanı anlayarak seni yaradandan biraz utandınsa artık uyuma! Ne olur bir gece yatma da Allah'ın lütuflarını, ihsanlarını gör! Bütün manevî güzelliklerin, ihsanların kendilerini gösterdikleri zaman gece vaktidir. Uyuyan bu güzellikleri göremez. Aklını başına al! Sen de bu gece uyuma! Aşık olan gece uyur mu ? Buna imkân var mı? Hem aşık olmak, hem de uyumak hiç görülmemiştir. Bütün geceler de; Allah'tan şöyle hitaplar, sesler gelip durmada. "Ey kulum! Herkes uykuya daldı, kalk! Seninle manen buluşalım. Bu fırsatı kaçırma! Bu fırsat her zaman ele geçmez. Öldüğün zaman bu can bedenden ayrılınca, bu gecelere çok hasret çekersin, özlem duyarsın. " O nedenle bir gece de uyuma"

boşanmak istiyorum

Bir kadın anlatıyor: Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu Sonunda kararımı ona da açıkladım: Boşanmak istiyordum Şaşkınlıktan gözleri açılarak ”niye?” diye sordu. ”Gerçekten belli bir sebebi yok” dedim, ”sadece yoruldum” Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki! Sonundasordu: ”seni caydırmak için ne yapabilirim?” Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu. ”İşte mesele tam da bu” dedim ”Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.” ”Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl”olacak. Bunu benim için yapar mısın?” Yüzümü dikkatle inceledi ve ”Sana bunun cevabını yarın vereceğim” dedi. Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu. Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı. ”Hayatım” diye başlıyordu, ”O çiçeği senin için koparmazdım” Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim. ”Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.” ”Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.” ”Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var ”Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikây eler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.” ”Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin – gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.” ”Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.” Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu. Göz yaşlarım mektuba düşüyordu. ”Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütlekapıda bekliyorum.” Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi. Artık çok iyibiliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçe ği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim Bu gerçek aşktı İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz. Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz Ama hep oralarda bir yerdedir. Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır. Hayat tam da böyle bir şeydir.

Donnerstag, 11. April 2013

sonra belki

Sonra anlatırım diyip hiç anlatılmayan hikayeler var.. hangilerimi..? sonra anlatırım...

gerek yoktu !

Uykudan önce bütün bir günü gözden geçirip, "Gerek yoktu" dediğimiz şeyler tövbemiz olsun . . . | Bülent Akyürek

olabilir

Kişi her zaman sevdiği ile beraber olabilir miydi? - Evet, muhâkkak ki olabilirdi. Fakât yalnızca mü’min olanlar bunun bilincindeydi.

kiminle ?

''Bir fincandaki kahve gibidir hayat. Bazen tatlı bazen değildir.Önemli olan kahvenin tadı değil zaten, -onu kiminle içtiğinizdir.''

iste, bir çocuğun annesinden istediği gibi

Dua ederken bir çocuğun annesinden istediği gibi iste. KESINLIKLE SENDEN BU ISTENIYOR!

Kısa bir öykü ÖMÜR

Kısa bir öyküdür hayat uğruna upuzun acılar çektiğimiz... Yılmaz Odabaşı

uzaktan bakmak

"yakın olmak istediğin insanlara, uzaktan bakmak, çok zor."

Sonntag, 7. April 2013

Freitag, 5. April 2013

hoş geldin

“Hoş geldin!
 Kesilmiş bir kol gibi
omuz başımızdaydı boşluğun…
Hoş geldin!
 Ayrılık uzun sürdü. 
Özledik.
Gözledik…
Hoş geldin! 
Biz
bıraktığın gibiyiz. 
Ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,
dostu düşmandan ayırmakta…
Hoş geldin.
Yerin hazır.
 Hoş geldin.
Dinleyip diyecek çok.
Fakat uzun söze vaktimiz yok.
 YÜRÜYELİM…..”

çocuktuk

nolursun acı bize ya Rabbim bizde bir zamanlar çocuktuk..

kaç cocuk

daha kac kez kanaması lazım bu yara? Kac gece ağlamalıyız Kac cocuk beni sevdiğini söylemeli, o zaman mı anlayacagim beni sevdiğini?

mezarlık gibi

her insan içinde, küçük bir mezarlık gibi, sevdiklerini taşır

Mittwoch, 3. April 2013

ninni söyle nolur

bana bir ninni söyle. bir rüya gördüm, onu unutmak istiyorum.

gidişini sevdin mı ?

Seyahat etmeyi severdin, bilirim
Bu gidişini de sevdin mi?




.  

taş kalbin



Ne çok konuştun ey kalbim,

Müsade et, sırası gelsin gözlerimin.

Anlatacaklarını haykırsın dünyaya.

Desin aynası değilim ben aşksızlıktan taş kesilmiş kalbin.

Dienstag, 26. März 2013

Cay'ın yanında hüzün


Misafirlige gidersin cayinda kahveninde yanina birseyler ikram ederler ya…………….
Sen bana gelirsen………
sakladigim hüznümü…sevincimi…versem olurmu sevgili ?……………

Donnerstag, 21. März 2013

Kalp söze başlayınca akıl sağır olur. 

Kovma nolur

Fezkürunı ezkürküm veşküru lı ve la tekfürun.

Kovarsan hangi kapıya gideyim?.


canı yanan sabretsin


Canı yanan sabretsin,can yakanda canının yanacağı günü beklesin.
Unutmayın!. Yaktığınız can kadar canınız yanacak ve üzdüğünüz kadar üzüleceksiniz.

Hz.Muhammed. (S.a.v.)

yetim gibiyim


ey aşk, yaptığını beğendin mi: 
yetimler gibiyim ziyafetten aç dönen

yüreğim ?


Toparlan gidiyoruz ya da toparlandım gidelim ... 
Arafta kalakalmak yakışmadı bize, bir adım atalım hadi... 
'' Yâr '' deyip susalım '' Yâr '' dandır deyip razı olalım!..

müziğin sessizliği


Müzikte, "susma durağı" diye bir şey var.

Oraya gitmeye ne dersiniz?




İbrahim Tenekeci

Dienstag, 19. März 2013

benim icin olmalı


''Şimdi yoksun üstelik uzaktasın
ellerin yapayalnız biliyorum
gözlerin dalıyor yine
hep benim için olmalı...'

adın gibi biliyorum




Mahşerde en yakınımızı bile tanıyamayacağımız söylenir ya hep, benim gönül gözüm seni bir yerden ısıracak mutlaka. 
Adım gibi, adın gibi biliyorum bunu

şikayet etmek Ona



"O'ndan şikayet etmek ile O'na şikayet etmek arasındaki fark..."

sevdim seni helal et

“Sen yokken bir kaç defa daha sevdim seni, helal et.”

cocuk sevgisizlik


"Aşabilsem boğulmalarını ömrümün
Bir çocuk havliyle geçsem sevgisiz ıssızları."